Бидний тухай
Багш ажилтан
: Bu metin, Uygur dönemine ait en önemli hacimli Budist çevre eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bugün dünyanın birçok yerinde araştırması yapılmaktadır. Biz de bu çalışmamızı devamlı olarak sürdürerek “Asya Araştırmaları” (ICAS) Uluslararası Sempozyumu’na bildiri sunmaktadır. Tam metin çalışması olarak 2020 yılında söz edilen sempozyumda Uygur Altun Yaruk Sutrası’nın ikinci kitabının 1b – 3b varağının, 2024 yılında yine ikinci kitabının 4A – 10B varağının transkripsiyonunu ve Türkiye Türkçesi aktarımını yayımlandık. Bu sene de çalışmamıza devam ederek ikinci kitabının 11A – 20B varağının transkripsiyonunu ve Türkiye Türkçesi aktarımını yapmış oluyoruz. Çalışmamız ileride Moğolistan’da bulunan Altun Yaruk Sutralarının nüshalarıyla karşılaştırılarak bilim dünyasına katkı sağlayacağını umuyorum. Bu konuyla ilgili olarak yapmış olduğumuz daha önceki çalışmamızı, 2020 yılında Moğolistan Bilimler Akademisi, Dil ve Edebiyatı Enstitüsü’nün Tibet Araştırmaları dergisinden, 2021, 2022 yılında yapılmış Asya Araştırmaları sempozyumunun bildiri kitaplarından vb. görmeniz mümkündür.
Тухайн бичээсийг Хэнтий аймгийн (Зураг:1) Дархан сумын (Зураг:2) III багийн Дэрстэйн хоолойн зүүн урд орших Ногоон уулнаас (Зураг:3) 2023 оны 07-р сарын 24-ний өдөр илрүүлсэн билээ. Өнөөг хүртэл олдоод байгаа монголын руни бичгийн судалгаанд уг бичээстэй холбоотой судалгаа болон мэдээлэл байхгүй учир шинээр олдсон бичээс хэмээн үзэж байна. Тухайн бичээс нь цөөн үсэг тэмдэгтээс бүрдэх хоёр мөр бичээс бөгөөд ангиллын хувьд бага бичгийн дурсгалд хамаарна. Бид энэхүү судалгаандаа Ногоон уулын II бичээсийн (Зураг:5) ангилал, тодорхойлолт, уншлага болоод бичээст тохиолдож буй үгсийн тайлбарыг хийж гүйцэтгэсэн болно. Ногоон уул нь руни бичээсүүдээс гадна эрт үед холбогдох хадны зураг, тамга, булш оршуулгатай түүх дурсгалын чухал газар юм.
Moğolistan Devlet Üniversitesi, Bilimler Dekanlığı, Beşerî Bilimler Fakültesi, Asya Araştırmaları Bölümü, Türkoloji Anabilim Dalı Profesörü Battulga Tsend, Moğolistan’daki Eski Türk Runik yazıtları için çok önemli araştırmaları yapmış bir bilim insanıdır. Tanıtımı yapılacak üç ciltlik kitabında, 2020 yılına değin Moğolistan’da bulunmuş bütün eski Türk yazıtlarını incelemiştir. Birinci ciltte kısa bir teşekkür sunuşu vardır. Bu sunuşta “Her yazıtı kendi gözleriyle görüp elleriyle hissetmeden başkalarının yaptıklarına dayanarak araştırmak, yankıyı gerçek bir ses zannetmek, serabı gerçek bir görüntü diye anlamakla aynıdır. Bunun için yazıt araştırmacılarının bilim çalışmalarının asıl değeri yazıtı kendi gözleriyle görmüş olmasıdır” (2022/I: 9) ifadesi bulunmaktadır. Yani Moğolistan gibi çok geniş bir alana sahip olan bir ülkede Eski Türk yazıtları hakkında araştırma yapmak pek de kolay değildir. Bunun için yazıtları kendi gözleriyle görüp bulunan yazıtların harflerini yerinde doğru çözmek ve metni doğru okumak ve anlamını çıkarmak da önemlidir. Ayrıca üç ciltlik kitabında Moğolistan’da bulunmuş sadece eski Türk kısa yazıtları ele alınmış olduğunu da önceden belirtelim.
Bu çalışmamızın çevresinde 10. yüzyılında Çin dilinden eski Uygur diline tercüme edilmiş Altun Yaruk sutrasının 4a-10b varağını eski Uygur dilinden transkripsiyonunu yapıp Türkiye Türkçesine aktardık. Bunu yapmak için V.V.Radlov ile S.E.Malov’un 1893 yılında yayımlanmış olan St. Petersburg nüshasına dayandık. 2020 yılında Asya Araştırmaları bildiri kitabında 1b-3b varağı kadar kısmının transkripsiyonunu ve aktarımını yaptık. Bu defa daha önceki bu çalışmamızı devam ederek 4a- 10b varağının transkripsiyonunu ve aktarımını yapıyoruz. İleride yapmış olacağımız tam aktarıma dayanarak Moğolca – Türkçe karşılıklı metin incelemesi yapmamız çok önemli olacaktır . Ayrıca sutranın genel bilgisini Moğolistan Bilimler Akademisi, Dil ve Edebiyatı Enstitüsü’nden hazırladığı Tibet Araştırmaları dergisinin 2020 yılının sayısında “Uygur Altun Yaruk Sutrasının Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Araştırmaları” başlık altında topladığımız için burada bahsetmekten kaçındık.
Bu çalışmamızda Moğolistan’ın merkez bölgesinde yer alan Övörhangay aymağının Ölziit sumundan yeni bulunan bir eski Türk yazıtının ilk araştırmasını yaptık. Bu yazıtı, 2022 yılının ağustos ayında, Moğolistan Bilimler Akademisi, Arkeoloji Enstitüsünün Araştırma Görevlisi Sodnomjamts Damçaabadgar, bu bölgede bilimsel saha araştırmasını yürütürken keşfetmiştir. Yazıtı soluk sarı renkli büyük granit kayanın yüzeyini hafifçe delerek yazmıştır. Bunun için yazıtın harfleri çok derin bir şekilde işlenmemiş olsa da çok net görünüme sahiptir. Yeni bulunmuş bu yazıt toplam beş harften oluşmaktadır. Ayrıca yazıtın başında bir tane damga da bulunur. Bu damganın, yazıtı bırakan kişinin boyuna ait olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar kısa bir yazıt olsa da eski Göktürk ve Uygur devletinin yazı dili geleneği ve kültürü açısından çok önemli bir yazıt olarak değerlendirilmektedir. Çalışmamızda yazıtta geçen sözcüğü semantik açından incelemenin yan sıra Moğolistan’daki diğer eski Türk yazıtlarıyla karşılaştırdık. Bunun dışında yazıtın başında bulunan damgayı inceleyip eski Uygur devletini kuran üç ana boyun biri olan Karluk boyuna ait olduğunu düşünmekteyiz. Buna göre yazıt eski Uygur devletinin ilk döneminde yazılmıştır.
The Golden Light Sutra is very important in old Turkish texts. From this Sutra, we can reveal the language, culture and understanding of the society of the Old Uighurs. Most of the Uighurs, who have used many writing systems throughout their history, belong to the language of Old Uighurs. At the beginning of the XX century, western scientists conducted scientific field research in the Xinjiang Uighur region and obtained many written works. Among them, two copies of Golden Light were found. These two copies now preserved in the cities of Berlin and Saint Petersburg. These copies have been researched by many scientists around the World. We tried to explain the common words in the Uighur Golden Light II book. These words belonging to the Buddhist religion were used in the Uighur language in the 10th century. Most of these are Buddhist terms. Now these terms are not used much in the Uighur language. Because Uighurs are now related to their belonging to the religion of Islam. But since the Mongols belong to the Buddhist religion until now, these terms continued to the used.